ilham veren koku ve sanat
"Yeryüzü üzerindeki her şeye saygılı ol. İster insan ister bitki olsun.
Doğa bizim için değildir, o bizim parçamızdır. Onlar senin dünyasal ailenin parçalarıdır.”
Kızılderili Atasözü
Kham ve Koku
Belki de bize doğayı özleten şey, modern çağımızın bitmek bilmeyen makine uğultusudur.
Biz kentsel ormanın sakinleri, parklar, pencere kenarlarımızdaki bahçeler ve eğer yeterince şanslıysak,
apartmanlarımızın dışındaki caddede sıralanan ve açan çiçekleri ile mevsiminde bir kez bize koku veren ağaçlarla yetinmeliyiz.
Ayaklarımızın altında beton yatıyor, reklam panoları ve binalar, yıldızlara bakmamızı engelliyor.
Egzos gazı ve duman havaya baskın geliyor.
Çiçeklere, ağaçlara, çimenlere, ırmak ve derelere bu kadar özlem duymamıza şaşmamalı.
Bir bahar tarlasının narin kokusu ya da sabahın erken saatlerinde bir ormanın sarhoş edici kokusu ne de muhteşemdir.
Teknolojimizden ve sektörümüzden zevk alsak da, ışıklı bilgisayar ekranlarımızdan uzak olamasak da, gerçek şu ki;
Dünya'dan, bizi "Koruyan Doğa’dan”, havadan ve denizlerin atomlarından geliyoruz.
KhaMlar (Şamanlar) binlerce yıldır kutsal işlerini yapmak için dünyanın kaynaklarıyla beraber hareket ettiler.
Biz daha fazla ormanlarımızı yaktıkça, denizlerimizi doldurdukça ve kirlettikçe,
hayvanlarımızı doğal yaşam alanlarından uzaklaştırdıkça ve bunu yapan kibrimizle, dünyamızın çehresini değiştiriyoruz.
Gerçekten bakmamız gerekense; dünyayla bir olan geçmişimiz ve atalarımızı kokulu çiçeklerle,
şifalı bitkilerle, köklerle ve Dünya'nın armağanlarının gücüne olan derin bir inançla iyileştiren Khamlar olmalı.
KhaMın (Şamanın) kadim yolculuğunu kolaylaştıran kokulu ağaçları, çiçekleri, yağları teneffüs ederek,
ruhlar alemine rehberlik ederken gördüğü vizyonu canlandırabiliriz.
Taşımak için kokuya ve iletişim kurmak için sanata güvenebiliriz.
KhaMlar sihirli şifacılardı. KhaMlar kadim hikayelerini, dünyanın ruhlarıyla buluşmalarını
ilhamla gelen dans, şarkı ve güzel kokularla anlattılar.
Koku Şamanın kilidi açan anahtarıydı; çiçeklerle hazırlanmış buketleri, çiçekler ve aromatik yağlarla yanan tütsüleri ile
sırtlarında cübbeleri dağların zirvesine ağır ağır yol aldılar. Çok renkli giysileri kokulu çiçekler gibiydi.
Tatlı bir çiçek banyosunda yıkanmak gibiydi. Ejderhasıyla uçarken en güzel kokulu çiçekleri toplar gibiydi.
Koku gerçekten kutludur; kalbimizin içine giden yolu ortaya çıkaracak ve gerçek varlığa ulaşacak kadar güçlüdür.
Muhteşem bir birliktelikle aromatik bir kucaklaşmadır.
Doğanın her yerinde ışıldayan bir yaşam vardır; ve bu, her konuda yaratılışın kanıtıdır.
Khamın ilham verdiği koku ve sanat; sihir gibi ender, güzel ve sonsuz, ortak hafızamızda gizleniyor.